HIV Testleri Nelerdir?

HIV enfeksiyonunun tarama ve tanısında; iki aşamalı yaklaşım ile öncelikle bir tarama testinin yapılması ve “reaktif” bulunan örneklerin doğrulama testine alınması önerilmektedir.

Tarama testleri antikor/antijen reaktif örneklerin değerlendirilmesini, doğrulama testleri ise tarama testleri ile “reaktif” bulunan serumların kesin olarak HIV antikoru taşıyıp taşımadığının tespitini sağlamaktadır.

Bu nedenle tarama testleri ile alınan pozitif sonuçların “reaktif”, doğrulama testi ile alınan pozitif sonuçların ise “pozitif” olarak tanımlanması önerilmektedir.

HIV enfeksiyonunun varlığı, ancak doğrulama testi sonucunun pozitif olması halinde kanıtlanmış olur.¹

Enfeksiyonun başlangıcından hastalığın son evresine kadar HIV+ bireylerin çeşitli vücut sıvılarında özellikle kanda farklı düzeylerde saptamak mümkündür.

Enfekte viral RNA'nın yanı sıra proviral DNA’yı da saptamak mümkündür.²

HIV için kullanılan laboratuvar testlerinin yapılması gereken koşullar şunlardır:¹
HIV'e karşı oluşan antikor cevabının ölçülmesi
HIV'in RNA'sının, proviral DNA'sının veya virüsün kendisinin saptanması
Virüse özgül antijenlerin veya enzimlerin saptanması bu gruba alınabilir.
Bunlara ek olarak, CD4 + hücre sayımı özellikle hastalığın evresinin saptanması ve hastalığın evresinin saptanması ve tedavi protokolünün başlaması yönünden önem taşımaktadır.

Serolojik Testler:²
Kullanım amacına göre birinci aşama (tarama) ve ikinci aşama (destekleyici/doğrulama testleri) olarak sınıflandırılmaktadır.

Tarama testlerinin duyarlılığının, doğrulama testlerinin ise özgüllüğünün yüksek olması beklenmektedir.
ELISA testleri tarama amacıyla,
Western Blot,
Line-immunoassay,
İndirekt immünofloresan antikor testi (IFA),
HIV-1/2 antikor ayırt edici hızlı doğrulama testleri gibi antikor saptayan testler ise doğrulama amacıyla kullanılmaktadır.

Moleküler Testler (PCR)
Moleküler yöntemler;
Maternal antikorlar nedeniyle tanıda antikor testlerinin kullanılamadığı 18 aydan küçük bebeklerde HIV enfeksiyonunun tanısında,
Antikor yanıtının yetersiz olduğu akut HIV enfeksiyonunun tanısında,
Tanımlanmış HIV enfeksiyonunda ise klinik durumun seyri ve tedavinin takibinde kullanılır.
Tanıda halen birçok moleküler yöntem kullanılmaktadır ve bu testlerle çok düşük düzeydeki (yaklaşık 50 kopya/mL) nükleik asit varlığı saptanabilmektedir.